Ceza Hukuku

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu

Türk Ceza Kanunu’nun 132 ve 133. maddelerinde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ve kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi veya kaydedilmesi suçları düzenlenmiş bulunmaktadır. Yazımızda genel hatlarıyla kanunun bu iki suç tipini ne şekilde düzenlediğni inceleyeceğiz ve akabinde bu suçlara ilişkin çok sorulan soruları cevaplayacağız.

Yazının sonunda yer alan sık sorulan sorular bölümünde işe iade davasında işçinin patronu ile arasında gerçekleştirdiği telefon görüşme kayıtlarını mahkemeye delil olarak sunması halinde ceza alıp almayacağının ayrıca bu tür ses kayıtlarının boşanma davalarında kullanılmasının suç teşkil edip etmeyeceğinin cevabını bulabilirsiniz.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu ve Cezası

Türk Ceza Kanunu 132. maddesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliği ihlal suçu ile kişiler arasındaki haberleşmenin mahremiyetinin korunması amaçlanmış bulunmaktadır. Düzenlemeye göre haberleşmenin gizliliğinin herhangi bir şekilde ihlali, örneğin kişiler arası haberleşmenin tarafların rızasına aykırı olarak bir cihazla veya cihazsız şekilde dinlenmesi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmayı gerektiren bir suç olarak düzenlenmiştir. Haberleşmenin kayda alınması ise 2 kat cezayı gerektirmektedir.

Kişiler arası haberleşmenin ifşa edilmesi yani başkalarıyla paylaşılması durumunda ceza 2 yıldan 5 yıla hapis cezası şeklinde uygulanmaktadır. Eğer kişi kendisi ile gerçekleştirilen bir haberleşme fiilini aleni bir şekilde ifşa ederse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmakta, ifşanın basın veya yayın organları vasıtası ile gerçekleştirilmesi halinde de aynı cezaya hükmolunmaktadır.

Eğer söz konusu iletişim bir haberleşme değil de alelade bir konuşma ya da söyleşi şeklinde ise haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu değil kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ya da kayda alınması suçu gündeme gelmektedir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal
Madde 132- (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden
kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın
ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenilmesi ve Kayda Alınması

Bu suç Türk Ceza Kanunu’nun 133. maddesinde düzenlenmiştir. Eğer bir kimse başkaları arasındaki konuşmaları bir cihaz yardımıyla dinler ya da kayda alırsa 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmaktadır. Eğer kayda alınan kayıt aleni olmayan bir ortamda gerçekleştirilen 3 ya da daha fazla kişinin katıldığı söyleşi ise ceza 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olarak uygulanmaktadır. Bu konuşmaların ifşa edilmesi halinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 4000 güne kadar adli parası cezası uygulanmakta, suçun basın veya yayın aracılığı ile işlenmesi halinde de aynı cezanın uygulanması göngörülmektedir.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Madde 133- (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle
dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde
edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Hem haberleşmenin gizliliğini ihlal hem de kişiler arası konuşmanın dinlenmesi kayda alınması suçlarında failin kamu görevlisi olması ve kamu görevinin sağladığı yetki ile suçu işlemesi ile belirli bir mesleğin verdiği kolaylıktan yararlanılarak suçun işlenmesi halleri nitelikli hal olarak kabul edilmiş, verilen cezanın yarı oranında arttırılacağı kanunda düzenlenmiştir.

Nitelikli haller
Madde 137- (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Konuyla İlgili Sık Sorulan Sorular

Patronum ile aramdaki telefon görüşme kayıtlarını iş davamda delil olarak kullanabilir miyim ?

Yargıtay 12. ceza dairesi 2018 tarihli kararında sanığın çalıştığı şirketteki işinden çıkarılması nedeniyle şirket yetkilisi olan mağdurlarla yapmış olduğu telefon görüşme kayıtlarını açmış olduğu işe iade davasına delil olarak sunması şeklinde sübutu kabul edilen olayda, kayda aldığı konuşma içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, açmış olduğu işe iade davasındaki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı gözetilerek sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekir, eklinde karar vermiştir. (Yargıtay 12. ceza dairesi 2017/6566, 2018/3607, 28.03.2018)

Boşanma davasına delil teşkil etmesi için ikiden fazla kişinin bulunduğu ortamdaki konuşmaları kayda alabilir miyim ?

Yargıtay 12. ceza dairesinin 2018’de verdiği bir kararda sanığın boşanma aşamasında olan abisi ile yengesinin de bulunduğuı bir ortamdaki konuşmaları kayda alma amacının abisi ile yengesi arasındaki aile içi geçimsizliğe ilişkin görgüsünü destekleyen delilin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle suç oluşmayacağı tespitinde bulunmuştur. Dolayısıyla boşanma davasına kanıt olması amacıyla gerçekleştirilen benzeri eylemler söz konusu içtihada göre suç olarak değerlendirilemeyecektir. (Yargıtay 12. ceza dairesi 2017/7297, 2018/3968, 04.04.2018)

Boşanma davasına delil olması için eşimin konuşmalarını kayda alabilir miyim ?

Yargıtay 12. ceza dairesi 2017 yılında verdiği kararında eşinin kendisine karşı gerçekleştirdiği hakaretleri ses cihazı ile kayda alması ve akabinde açtığı boşanma davasında bu ses kayıtlarını mahkemeye delil olarak sunması eylemini ses kayıtlarının üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmediği, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, daha sonra açtığı boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının eşinin olumsuz davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminin suç oluşturmayacağına hükmetmiştir.

Yargıtay 12. ceza dairesi 2015’teki bir kararında bu eylemi suç olarak kabul etmemiş, sanığına beraatine hükmetmiştir. Gerekçe olarak da görüşmenin yüzyüze gerçekleştirilmemiş olması nedeniyle TCK 133 kapsamında değerlendirilemeyeceği, başkaları arasındaki telefon görüşmesi olmadığı için de TCK 132 1-2. fıkraları kapsamında girmeyeceği belirtilmiştir. TCK 132 3. fıkra, yani kişinin kendisi ile yapılan haberleşmenin gizliliğini ihlal bakımından yapılan değerlendirmede ise kaydın üçüncü kişilerle paylaşılmamış olması, ses kaydının yer aldığı CD’nin çoğaltılarak başkalarına dağıtılmamış olması, sadece boşanma davasındaki iddiaların ispatlanması amacıyla kullanılmış olması gerekçesiyle suç oluşturmayacağı tespiti yapılmıştır. (Yargıtay 12. CD. 2014/23452, 2015/7250, 04.05.2015)

Görüldüğü üzere Yargıtay örneğin iş davası veya boşanma davası gibi yargılama sürecinde bir iddianın ispatlanması için bu türden bir ses kaydının kullanılmasının suç teşkil etmeyeceği yönünde görüş beyan etmektedir. Ancak burada ses kaydını yapan kişinin başka bir şekilde delil elde etme imkanının bulunmaması, bu ses kayıtlarının üçüncü şahıslarla paylaşmayıp sadece yargılamadaki iddiasını ispatlamak için kullanması, ses kaydının karşı tarafa tuzak kurar nitelikte olmaması gibi kriterlere dikkat edilmesi gerekir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir