Kefalet sözleşmesi kapsamında bir başkasının borcundan dolayı kefil olmak, başkasının borcu için kefalet sözleşmesi imzalamak hakkında sitemize çokça sorular gelmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu kefalet sözleşmesi bakımından bir takım şekil şartları getirmiştir ve yine önemli bir yenilik olarak borca kefil olurken eşin rızasının alınması gerektiğini düzenlemiştir. Yazımızda kefalet sözleşmesi şekil şartlarını, türlerini ve hukuki sonuçlarını bulabilirsiniz.
Kefalet Sözleşmesi Nedir?
Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, borçlunun alacaklıya olan borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlenmek anlamına gelmektedir. Kefil olan kişi borcunu ödemediği taktirde alacaklı kefile karşı icra takibine geçerek alacağın kefilin kişisel malvarlığından tahsil edebilecektir. Alacaklı tarafından gerçekleştirilen icra takibine itiraz ayrı bir makale olarak yayınlanmıştır.
Kefalet sözleşmesi kapsamında kefil olabilmek için fiil ehliyetine sahip olmak, yani 18 yaşını tamamlamış olmak, ayırt etme gücüne sahip olmak, yani kefaletin hukuki sonuçlarını kavrayabilecek akli yeteneğe sahip olmak gerekmektedir. Bunun yanında kefalet sözleşmesinde olduğu gibi diğer tüm sözleşmelerde de hata, hile, ikrah, gabin gibi iradeyi sakatlayan sebeplerden birinin varlığı altında kefalet sözleşmesini imzalamamış olması gerekmektedir.
Kefil borçlunun alacaklıya karşı ileri sürebileceği itiraz ve defileri ileri sürebilir. Ancak kanun akıl zayıflığı, yanılma ya da zamanaşımı gibi borçlunun sorumluluktan kurtulabileceği sebeplerin varlığını bilerek kefalet veren kefilin bu sebeplere dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağını belirtmektedir.
Kefalet sözleşmesi şu iki türden oluşmaktadır:
- Adi kefalet
- Müteselsil kefalet
Müteselsil Kefil Nedir?
Müteselsil kefil, alacaklının borçlu ile birlikte veya borçludan önce kefile karşı icra takibine geçebileceği kefalet türünü ifade etmektedir. Eğer alacak muaccel olmuş yani istenebilir hale gelmiş ise müteselsil kefalet halinde alacaklı ister kefil ve borçluya aynı anda ya da ikisinden birine karşı icra takibi başlatma hakkına sahip olmaktadır.
Diğer kefalet türü olan adli kefalette ise alacaklının kefile karşı icra takibine geçebilmesi için öncelikle borçluya karşı takibe geçmesi, yapılan takip neticesinde alacağın tahsil edilememesi veya borçlunun iflasına karar verilmiş olması ya da borçlunun konkordato mehili almış olması gerekmektedir. Bu şartların varlığı halinde alacaklı kefile karşı takibe geçebilecektir.
Kefalet Sözleşmesi Şekil Şartı
Kanun, kefalet sözleşmesi için yani bir borca kefil olmak için bir takım şekil şartları düzenlemiştir. Eğer bu şartlar yerine getirilmemiş ise geçerli bir kefalet bulunmadığından kefilin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Sitemize gelen soruların büyük bir kısmına verdiğimiz cevaplarda belirttiğimiz bu şartları aşağıda saymış bulunmaktayız
Kefalet sözleşmesi kapsamında kefil olmak için gerekli şekil şartları şunlardır:
- Kefilin sorumlu olduğu borç miktarı yazılmalı
- Kefalet tarihi belirtilmeli
- Müteselsil kefalet söz konusu ise açıkça yazılmalı
- Tüm bunlar kefilin el yazısı ile yazılmış olmalı
- Eşin kefalet için yazılı rızası alınmış olmalı
Yukarıdaki şartları taşımayan kefalet sözleşmesi, TBK anlamında geçerli bir sözleşme niteliğinde olmayacaktır.
Kefalet Sözleşmesi ile Kefil Olmak İçin Eşin Rızası
Türk Borçlar Kanunu‘nun 584. maddesinde borca kefil olabilmek için eşten yazılı rıza alma şartını getirmiştir. Ayrılık kararı veya yasal olarak ayrı yaşamayı haklı kılan bir sebep mevcut olmadıkça eşlerin bir borca kefil olabilmesi için diğer eşten yazılı şekilde izin almaları gerekmektedir. Kefalet tarihinden sonra alınan onay niteliğindeki rızanın geçerli olmayacağı, kefil olmadan önce veya kefil olma esnasında yazılı rızanın mevcut olması gerektiği madde metninden anlaşılmaktadır.