İcra Hukuku

Konkordato Şartları ve İşleyişi

Kanunlarımızda 1930’lu yıllardan beri mevcut olan ancak uygulamaya 2018 yılında başlayan bir hukuki düzenleme olan konkordatonun genel itibariyle ne olduğu, sürecin nasıl işlediği ve bu sistem ile neyin amaçlandığını yazımızda ele aldık. Konuyla ilgili sorularınız bizlere iletişim kanallarımız vasıtasıyla iletebilirsiniz.

Konkordato Nedir ?

Konkordato borçlarını ödeyemeyen veya borçlarını ödeyememe tehlikesi altına giren borçluların, işletmelerinin devamını sağlamak ve borçlarını da yapılandırmak suretiyle ödeyebilmek için başvuracakları bir hukuki yoldur. Tüzel kişiler gibi gerçek kişiler de bu sürece tabi olabilir. Bizzat borçlunun kendisi tarafından Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle talep edilebileceği gibi çok örneği görülmese de alacaklılar da borçlunun konkordatoya girmesini mahkemeden isteyebilir.

Konkordato için mahkemeden mühlet alan borçlu bu süreç içerisinde alacaklarını ödemek zorunluluğundan kurtulurlar. Çünkü kanun bu süreç içerisinde borçlu şirkete icra takibi gerçekleştirilemeyeceğini kabul etmiştir. Bunun istisnası işçi alacakları ve borcu rehinle temin edilmiş alacaklar için başlatılacak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiptir. Ancak bu süreçte rehinli malın muhafazası ve satışı da istenemez.

Ayrıca bu süreçte faizler de durur. Faizlerin durması alacaklıların aleyhine borçlunun ise lehine gibi gözükse de bu durum sürecin sonunda alacaklılarla yapılan anlaşmanın alacaklılarla kabulü ve mahkeme tarafından da tasdiki şartına bağlanmıştır. Eğer süreç sonunda alacaklılarla anlaşma yapılamaz ve konkordato tasdik edilmezse bu süreçte işlemediği düşünülen faizler de geçmişe dönük olarak işlemiş kabul edilecektir.

Faiz işlememe kuralının iki istisnası vardır. Bunlardan ilki işçi alacakları diğerleri ise rehinle temin edilmiş alacaklardır. Bunlara faiz işlemeye devam edeceğinden ve kural olarak konkordato anlaşmasından da etkilenmeyeceğinden bu alacaklılar anlaşma dışında tutulur ve az sonra anlatacağımız oylamaya da dahil edilmezler.

konkordato

Konuyla ilgili mevzuat hükümleri İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve devamı maddelerinde, Konkordato Komiserliği ve Alacaklılar Kuruluna Dair Yönetmelik, Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik’te yer almaktadır.

İflastan Farkı Nedir ?

İflasta borca batık olan borçlu iflas kararı ile birlikte artık tasfiye sürecine girer, yani bu süreçte müflisin tüm malvarlıklarının satılarak borçluların alacaklarının karşılanması amaçlanır. Borçlu tasfiye sürecinde olduğundan tüzel kişiliği de sona erer ve idaresi iflas idaresine geçer. Bu noktadan sonra ancak bu tasfiyeye yönelik iş ve işlemler gerçekleştirebilir. Tasfiye tamamlandığında da artık şirketin herhangi bir hükmü kalmaz.

Konkordato halinde ise borçlu/şirket tasfiye edilmez, tüzel kişiliği de sona ermez. Borçlu şirket daha önce olduğu gibi iş ve işlemlerine devam eder. Ancak bu süreç içerisinde mahkeme şirketi denetlemek üzere 1 veya 3 tane konkordato komiseri atar. Bu komiserler şirketin hem faaliyetlerin denetler hem de alacaklılarla yapacağı ödeme anlaşması için zemin hazırlarlar.

Konkordato Şartları Nelerdir ?

Şirketin borçlarını ödeyemeyecek hale gelmesi veya ödeyememe riskinin doğması en önemli şartlardan biridir. Talebin kabul edilmesi için şirketin bu borçlarını ödemek için başarı şansı yüksek ve malvarlığı ile orantılı bir proje sunması gerekir. Ayrıca mevzuatta aranan şartları sağlayan bağımsız denetim kuruluşlarından makul güvence raporu alınması gerekir.

İki çeşidi vardır, bunlardan biri tenzilat konkordatosu diğeri ise vade konkordatosudur. Borçlu anlaşma kapsamında hem tenzilat hem de vade teklif edebilir. Örneğin borçlu, borçlarının %80’ini, 1 yıl ödemesiz dönem sonrası aylık eşit taksitlerle 3 yıl içerisinde ödeyeceği teklifinde bulunabilir.

Başvuruda mahkemeye sunulan ön projede borçlu bu teklifinin yanında süreç içerisinde şirketin ve işletmenin devamını nasıl sağlayacağını, borcunu temin etmek için hangi kaynakları kullanacağını, ne tür projelerinin bulunduğunu ortaya koması gerekir. Elbetteki bunların başarı şansını ve gerçekleşme ihtimalini hem mahkemenin atayacağı komiserler denetleyecek hem de alacaklılar ve mahkeme denetleyecektir.

Alacaklıların Durumu Nedir ?

Alacaklılar eğer işçi alacaklısı değilse veya alacakları rehinle temin edilmemişse bu süreçte borçluya karşı icra takibi başlatamayacaklardır. Onların yapması gereken şirketin mühlet içerisinde projesini hazırlayarak mahkemeye sunması ve alacaklılar toplantısının yapılmasını beklemektir. Bu süreçte komiserler alacaklılara bildirim yaparak alacaklarını bildirmelerini ihtar ederler.

Alacaklılar toplantısı komiserlerin başkanlığında ve borçlunun da hazır bulunduğu bir ortamda yapılır. Borçlunun projesi okunur ve alacaklıların oylamasına sunulur. Alacaklıların kabul etmediği teklif yürürlüğe giremez ve konkordato süreci nihayete erer. Kanunda aranan çoğunlukla alacaklılar bu projeyi kabul ederlerse mahkemenin tasdik süreci başlar. Mahkemenin tasdiki ile birlikte anlaşma yürürlüğe girer ve borçlu tarafından icra edilmeye başlar.

Ne Kadar Sürer ve Nasıl Sonuçlanır ?

Başvurudan itibaren kanunda öngörülmüş bir takım süreler vardır. Şirketin konkordato için gerekli belgeleri toplayıp mahkemece öngörülen gider avansını da depo ettikten sonra 3 aylık geçici mühlet verilir. Bu sürede komiserler inceleme yaparak mahkemeye ön projenin gerçekleşme ihtimali ve inandırıcılığı konusunda mahkemeye rapor verirler. Eğer bu sürenin yeterli olmadığı kanısına varılırsa mahkeme geçici mühlet 2 ay daha uzatılır.

Toplam 5 aylık sürecin sonucunda eğer mahkeme de projenin inandırıcılığı ve gerçekleşme ümidi bulunduğuna kanaat verirse borçluya 1 yıllık kesin mühlet verir. Bu mühlet esas itibariyle borçlunun hazırlanan proje konusunda alacaklılarla anlaşma yapması için tanınmış bir mühlettir. Zorunlu durumlarda bu süre de 6 ay daha uzatılabilir. Bu süreçte alacaklılar belirlenir, çekişmeli alacakların oylamaya katılıp katılamayacağı konusunda mahkeme karar verir ve alacaklılar toplantısı yapılarak bir sonuca varılır. Toplantı sonucunda mahkemenin tasdik aşamasına geçilir ki bu süreçte de mahkeme 6 aylık da ek süre kararı verebilmektedir.

Nihayetinde geçici mühlet, kesin mühlet ve tasdik süreci dahil anlaşma süresi toplam da 29 ayı bulabilmektedir. Artık mahkemenin tasdikinden sonra süreç borçlunun taahhüdüne uygun şekilde borçlarını ifa sürecidir. Ancak konkordato projesinin başarı şansının bulunmadığı kanaatine varılırsa hiç bu aşamalara gelinmeden daha erken dönemlerde de konkordato sonlandırılabilir.

Konkordato Komiserinin Görevi Nedir ?

Konkordato komiserleri en az 5 yıllık tecrübeye sahip ve bu konuda eğitim almış kişilerden oluşur. Mahkeme bir veya üç adet komiser atayabilmektedir. Eğer komiserler üç kişi olacaksa biri hukukçu, diğerleri mali müşavir ya da, bir hukukçu, bir mali müşavir, bir şirketin iştigal alanıyla ilgili mühendis de olabilmektedir.

Komiserler bu süreçte şirketin projesinin uygulanabilirliği ve başarı şansını denetleyip mahkemeye rapor ederler. Ayrıca şirketin yani borçlunun alacaklılarla toplantı yapması sürecini organize ederler. Komiserlere mesailerinin karşılığı olarak mahkemece takdir edilen bir ücret ödenmektedir. Bu ücretin ilk 5 ay için olan kısmı daha başvuru aşamasında borçlu tarafından depo edilmek mecburiyetindedir.

Alacaklılarla yapılacak anlaşmanın tasdiki ile birlikte komiserlerin de görevi sona erer. Bu aşamada mahkeme yapılan anlaşmanın uygulanmasını denetlemek üzere bir kayyum atar. Bu kişi de komiserlerden bir tanesi olabilir.

Konkordato İlan Eden Şirketleri Nasıl Öğrenirim ?

Konkordato ilan eden şirketler hem Ticaret Sicil Gazetesi hem de Basın İlan Kurumu internet adresinde yayınlanmaktadır. Konkordato takip veya konkordato listesi gibi bunun haricinde bir yayın bulunmamaktadır. Konkordato ilanı haricinde süreçteki diğer ilanlar da, örneğin alacaklarının alacaklarını bildirmeye davet ilanı aynı şekilde ticaret sicil gazetesi ve basın ilan sitesinde yayınlanmaktadır.

Görüldüğü üzere konkordato aslında bir tasfiye işlemi değil borç yapılandırması sürecidir. Bu süreç devam ederken de borçlunun icra takibi tehdidinden geçici olarak kurtulup işletme faaliyetini devam ettirmesi amaçlanmıştır. Ancak süreç tamamen alacaklılar aleyhine de işlemez. Alacaklıları koruyan hükümler olduğu gibi, süreç sonunda yapılan anlaşma kapsamında alacaklarını bir miktar tenzilat veya vadelendirme ile alacaklarını da alabilmeleri amaçlanmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir