İcra Hukuku

Kredi Borçlusunun Kefilliği Geçerli mi ?

Kredi alacak kişinin kredi puanının düşük olması, kredi geçmişinin sıkıntılı olması veya alınacak kredinin kefilli kredi türlerinden olması halinde kredi kullandırılılabilmesi için bir kefil göstermesi istenir. Peki kefil gösterilecek kişinin de kredi geçmişi bakımından sıkıntılı olması, kredi notunun zayıf olması veya kendisininin de kredi borçlusu olması kefil olmasına engel teşkil eder mi, kredi borçlusunun kefilliği geçerli mi sorularının cevabını açıklayalım.

Hukuki Açıdan Kredi Borçlusunun Kefilliği

Kefilli kredide krediyi kullanacak kişi ile birlikte kefil olan kişi de kredi sözleşmesini kefil sıfatı ile imzalar. Aslında bu imza kredi veren banka ile kefil arasında bir kefalet sözleşmesi kurulması anlamına gelmektedir. Banka asıl borçludan kredi alacağını tahsil edememesi halinde kefilden talepte bulunabilecek, kefilin de mütemerrid olması yani borcu ödeyemecek durumda olduğunun anlaşılması halinde kefil hakkında da yasal takip başlatılabilecektir.

Kefalet Sözleşmesi şartları ve yasal unsurları bakımından https://hukukmakalem.com/kefalet-sozlesmesi/ yazımızı inceleyebilirsiniz.

Bu noktada hukuki olarak kefilin kredi notunun düşük olmasının, kredi geçmişinde sıkıntı bulunmasının, maaşının düşük olmasının, kredi borcunun bulunmasının, malvarlığının bulunmamasının hiçbir sakıncası yoktur. Ancak dikkatinizi çekmek isteriz ki bu hukuki anlamda bir sakınca bulunmadığını ifade etmekle birlikte bu noktada bankaların risk değerlendirmeleri ve takdir yetkileri devreye girmektedir.

Finansal Açıdan Kredi Borçlusunun Kefilliği

Hiçbir banka tahsil edemeyeceği kişiye ve tahsil edemeyeceği miktarda kredi vermek istemez. Dolayısıyla bankalar kredi verirken krediyi kullanacak kişi bakımından bir risk değerlendirmesi yaparak kredi verip vermeyeceklerine veya ne miktar kredi vereceklerine karar vermektedirler. Bu risk değerlendirmesinde kişinin kredinin geri ödenmesi bakımından risk taşıdığı kanaatine varılırsa kendisinden kefil göstermesi talep edilebilmektedir.

Doğaldır ki banka kefil olarak gösterilecek kişinin de kredinin geri ödenmesi noktasında risk değerlendirmesini yapmak zorundadır. Asıl borçlunun borcunu ödememesi ihtimalinde başvurulacak kefilin kredi borcunu ödeyecek güçte olması, kredi geçmişinin sağlıklı olması, kredi notunun yüksek olması, gelirinin yeterli düzeyde olması banka tarafından gözetilir.

Banka tarafından yapılacak değerlendirmede kefilin kredi borcunun olması tek başına bir kredi başvurusunun reddi gerekçesi değildir. Kredi borcu bulunan kefilin kredisini düzenli ödüyor olması, kredi puanının yüksek olması veya mevcut gelir durumunun ve malvarlığının tatmin edici düzeyde olması halinde kefilliğinin kabul edilmesi mümkün olabilir. Ancak kefilin kredi borçlusu olması yanında kredi notunun düşük olması, kara listede olması, maaşının düşük olması gibi çeşitli faktörlerin değerlendirilmesi neticesinde banka tarafından risk grubunda değerlendirilmesi halinde kefilliği reddedilebilecek ve kredi başvurusu da geri çevrilebilecektir.

Bu durumda kredi borçlusunun kefilliği geçerli mi sorusuna verilecek cevap da şu şekilde olmalıdır: kredi borçlusunun kefilliği bakımından hukuken bir engel bulunmamakla birlikte bankanın risk değerlendirmesi neticesinde bu şekilde bir red kararı verebilmesi mümkündür. Yazıda bahsetilen kredi notunuzu https://www.findeks.com/urunler/findeks-kredi-notu bağlantısı aracılığı ile öğrenebilirsiniz.

Kimler Krediye Kefil Olabilir ?

Fiil ehliyeti bulunan yani hukuk düzenimize göre kendi fiili ile hak iktisap edip borç altına girebilme ehliyetine sahip olan herkes kefil olabilir. Ancak az yukarıda linkini verdiğimiz kefalet sözleşmesi hakkındaki yazımızda da belirttiğimiz gibi kanun kefil olmayı bazı özel şartlara tabi kılmış bulunmaktadır. Kişi kendisi fiil ehliyetine sahip olsa dahi kanun kefalet bakımından bazı şekil şartları mevcut değilse kefilliği geçersiz kabul etmektedir. Örneğin kefalet sınırının belirtilmesi, kefilin kendi el yazısı ile kefalet iradesini açıklayarak tarihi de yazmak suretiyle imzalaması bu şartlardan bazılarıdır.

Bir de yeni kanuni düzenlemeler ile hukuk sistemimizde yerini alan kefalet bakımından eşin rızasının alınması gerekliliği söz konusudur. Kişi isterse kredi notu yüksek olsun, geliri yeterli seviyede olsun veya çok varlıklı bir kimse olsun yahut tam tersi kredi borçlusu olsun, kredi notu düşük olsun, kara listede olsun ayrım gözetmeksizin kanun bir kimsenin kefil olurken eşinin yazılı rızasının alınmasını da şart koşmaktadır. Tabi bunun istisnası kişinin kendi mesleki ve ticari faaliyetleri ile ilgili bir konu ile ilgili kefalet sözleşmesi imzalaması halidir. Kanun koyucu bu durumda eşin rızasını aramaz, ancak bunun dışında bir holding patronu dahi olsa, yakının bir borcu nedeniyle kefalet sözleşmesi imzalamak için eşinini yazılı onayını almak mecburiyetindedir.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Ben bişey sormak istiyorum birine kefil olmuştum ve kredi borcunu ödeyemediği için onun maaşının 4/1 ne haciz kondu suan her ay ondan kesiliyor suan benim bir SSK falan yok olursa banada haciz gelirmi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir