Savurganlık ve Kötü Yönetim Nedeniyle Kısıtlama
Kanunda düzenlenen kısıtlanma sebeplerinden biri de savurganlık ve malvarlığının kötü yönetimidir. Kanunda bunlarla birlikte alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı ile kötü yaşama tarzı da kısıtlanmak sebepleri arasında sayılmıştır. Bu dört halden biri mevcutsa kişinin kendisi veya ilgililer sulh hukuk mahkemesine başvurarak kısıtlanma ve vasi tayini kararı alınmasını talep edebilirler. Daha önce akıl zayıflığı ve akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanma ile ilgili bir yazı da kaleme almıştık, linkten ulaşabilirsiniz: Akıl Hastalığı Nedeniyle Kısıtlama ve Vasi Tayini
Madde 406- Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.
Yazının devamında sayılacak dört kısıtlanma gerekçesinin mevcudiyeti ancak;
- kişinin kendisinin veya ailesinin yoksulluğa düşmesine yol açabilecek nitelikte ise veya
- devamlı korunma ve bakım altına alınmayı muhtaç kılıyor ise veya
- başkalarının güvenliğinin tehdit etmeye başlamış ise
sulh hukuk mahkemesi tarafından kısıtlama kararı verilebilir. (bkz. Türk Özel Hukuku Cilt III. Aile Hukuku, Dural-Öğüz-Gümüş, Filiz Kitabevi, 2008, İstanbul, s.381)
Kısıtlanmayı gerektirir dört sebep ise şunlardır:
- Savurganlık
- Kötü Yönetim
- Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı
- Kötü Yaşam Tarzı
Sayılan sebeplerle gerçekleştirilecek kısıtlama ve vasi tayini yargılamasında hakim mutlaka kısıtlanması talep edilen kişiyi dinlemelidir. Mahkeme kısıtlama kararı vermesi halinde kısıtlının malvarlığının ve diğer tasarruf işlemlerinin yönetimi için bir vasi tayin eder ve kısıtlama kararının kısıtlının bulunduğu yerde ilan edilmesine karar verir.
Savurganlık Nedeniyle Kısıtlama ve Vasi Tayini
Kişinin malvarlığını veya gelirini kabul edilebilir bir anlam ve amaç olmaksızın harcaması, devretmesi, bağışlaması halinde kısıtlanması gündeme gelebilecektir. Bu noktada kişinin savurganlığının bir akıl hastalığı boyutuna ulaşmış olması şart değildir. Bu sebepledir ki Yargıtay savurganlık sebebiyle kısıtlanma taleplerinde kısıtlanması talep edilen kişinin sadece akıl sağlığı raporunun alınmasının yeterli olmadığını, kişinin savurganlık iddiası bakımından da ayrıca araştırılması gerektiğini içtihad etmektedir.
Savurganlık nedeniyle kısıtlamanın bağışlamalar bakımından pratik bir önemi bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 286/2 maddesinde göre bağışlama tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde başlatılan bir yargılama neticesinde bağışlayanın savurganlık nedeniyle kısıtlanmasına karar verilmesi bağışlama işlemi bakımından iptal sebebidir.
Malvarlığının Kötü Yönetimi
Geleceğe yönelik gelir ilişkilerinin yapılandırılmasındaki hatalar da dahil olmak üzere geniş anlamda malvarlığının kötü yönetimi de bir kısıtlanma sebebi olarak kanunda sayılmış bulunmaktadır. Ancak hiç şüphe yok ki buradaki kötü yönetim hali yukarıdaki gibi kabul edilemez bir amaçsızlık ve mantıksızlık çerçevesinde gerçekleşiyor olmalıdır. Örneğin salt ticari hayattaki başarısızlık, zarar etme, iflas etme gibi haller tek başına kısıtlanma sebebi oluşturamaz.
Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığı
Bağımlılık derecesinde sürekli alkol kullanımı bir kısıtlanma sebebi olarak kanunda sayılmış bulunmaktadır. Burada kişinin alkolik olması şart değildir. Alkolik olmak zaten akıl sağlığı nedeniyle kısıtlama yazımızda ele aldığımız Türk Medeni Kanunu 405’e göre ruhsal bir problem olarak kabul edilebildiği ölçüde kısıtlama sebebi olarak uygulanabilir. Burada ise alkolik olma seviyesine varmasa dahi bağımlılık derecesine varan alkol kullanımı kast edilmiştir.
Bununla birlikte uyuşturucu madde bağımlılığı da bir kısıtlanma sebebi olarak düzenlenmiştir. Uyuşturucu madde bağımlığı mülga medeni kanunda kısıtlama sebepleri arasında yer almıyordu ancak yürürlükteki Türk Medeni Kanunu’nda madde kapsamında alınmış bulunmaktadır. Uyuşturucu nitelik taşımayan madde bağımlılıkları bu kapsamda kısıtlanma sebebi olarak kabul edilemez.
Kötü Yaşam Tarzı
Genel ahlakı ve hukuk düzenini derin anlamda zedeleyen, toplumsal anlamda ortak yaşamı çekilmez hale getiren, sapkınlık derecesindeki hal ve hareketlerin, ahlaksızca davranış modelinin süreklilik arz eder nitelikte tekrarı kötü yaşam sebebiyle kısıtlanma sebeplerindendir. Cinsel sapkınlıklar ve sapıklıklar bu anlamda yaygın bir kısıtlanma gerekçesi olarak gösterilmektedir. Kötü yaşam tarzını ortaya koyan bu hareketlerin suç niteliğinde olması kısıtlama için şart değildir.
emeğinize sağlık fakat yeterli bilgi yok. mesela savurganlık dolayısıyla kısıtlanan kişi tasarrufta bulunabilirmi? örneğin yüklü miktarda kuyumcudan altın alabilirmi?